Perşembe, Eylül 20, 2012

Doğal Zayıflama ve Güzelleşme Yöntemleri


Bitkisel ve doğal zayıflama yöntemleri, yolları: Prof. Dr. Ahmet Maranki zayıflama çayları, zayıflama kürleri ve iksirleri tarifleri..
Prof. Dr. Ahmet Maranki rastgele hazırlanan diyetlerin ve zayıflama programlarının vücut dengesini bozabileceğini; sağlıklı ve bilinçli zayıflama programlarının yanı sıra düzenli egzersiz yapılmasının, dengeli beslenme kurallarına uyulmasının, stresten uzak durulmasının gerekli olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Ahmet Maranki zayıflamak ve kilo vermek isteyenlere aşağıdaki bitkisel zayıflama tedavisi kürlerinin yanı sıra yemek arasında su içmemelerini, tuzu az tüketmelerini, her gün en az 1,5-2 litre katkısız sıcak su ve 3-4 fincan bitki çayı içmelerini öneriyor.
Bazı özel durumlar dışında kesinlikle hızlı zayıflamayı tavsiye etmeyen Prof. Dr. Ahmet Maranki en ideal zayıflamanın, haftada 1 kilogram zayıflamak olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Ahmet Maranki zayıflama çayları, kürleri ve zayıflama iksirleri
Prof. Dr. Ahmet Maranki zayıflama çayı tarifi 1
1 litre su içine 30 gram ayrık kökü, 30 gram arpa ve 30 gram mısır püskülü katılır. 10 dakika bu karışım kaynatılır ve ardından süzülür. Hazırlanan bu zayıflama çayından her gün 3-4 bardak içilir.
Prof. Dr. Ahmet Maranki zayıflama kürü 2
1 su bardağı kaynar su içine 8-10 gram kadar ufalanmış aslanpençesi ilave edilir ve 10 dakika demlenmesi için beklenir. Bu bitkisel çaydan günde 3 bardak hazırlanıp içilir.
Prof. Dr. Ahmet Maranki tavsiyeli zayıflatıcı bitkisel çay tarifi 3
1 su bardağı kaynar suyun içerisine 8-10 gram şahtere konulup 10 dakika demlenmesi beklenir. Bu zayıflama çayından her gün 3 bardak hazırlanıp içilir.
Bitkisel zayıflama formülü 4: Prof. Dr. Ahmet Maranki zayıflama kürleri
İlk zayıflama kürü şöyledir: Kilo vermek için her gün 2-3 tane elma yenir.
İkinci zayıflama kürü tarifi ise şu şekildedir: 200’er gram rezene, kimyon ve melek otu kökü toz haline getirildikten sonra karıştırılır ve her gün bu zayıflama küründen 1 kaşık içilir.
Prof. Dr. Ahmet Maranki zayıflama kürü formülü 5
1 bardak kadar suyun içine 10 gram yulaf ilave edilip 10 dakika boyunca kaynatılır ve bu zayıflama çayından günde 2-3 bardak kadar içilir

Cuma, Haziran 01, 2012

Post Modern Sömürgeciliğe Kapı Aralamak


Post Modern Sömürgeciliğe Kapı Aralamak

Bir toplumu,grubu ve aileyi sömürgeleştirmek için onun hafızasını zayıflatmak , şaibeli duruma sokmak gerekir. Bunu gerçekleştirmek için de ” Bir milletin devamlılığını sağlayan siyasal askeri,biyografik ve ıdiplomatik olguları zayıflatmak gerekir. Öyleyse bir toplumu egemen güçlerin siyasi ve stratejik ağlarına açık hale getirmek post-modern sömürgeciliğe kapı aralamaktan başka bir sonuç vermez.
Medeniyetler çatışması ve dünya düzeninin yeniden kurulması projesi hakkında Samuel P.Huntington düşüncelerini şöyle açıklar ; ” Dünya düzeninin yeniden kurulduğu şu süreçte farklılıkları belirleyen şey politik ve ekonomik farklılık değil , kültürel farklılıktır. Önümüzdeki süreçte ideolojik kamplaşmaların yerini dini ve kültürel kamplaşmalar alacaktır. Politik sınırlar giderek kültürel sınırlarla çakışacak şekilde , yani etnik ve dini sınırlarla yeniden çizilecektir. Dolayısıyla medeniyetler arasındaki fay hatları küresel siyasetteki başlıca çatışma hatları haline gelecektir.
  1980 sonrası dünyada işgallerin ve bölgesel çatışmaların yaygınlaşması ve derinleşmesi de bir rastlantı değildir. Ya dünya tek devlet halinde bir yönetime gidecek (ki bu medeniyet ötesi bir durum olurdu) ya  da farklı kültüre sahip  siyasal coğrafyalar egemen gücün telkinlerine göz yumacaktır.
Darbe yapılırken
Yapılan İşkenceler

darbeciler
Darbeciler

Mizahi açıdan dinler arası dialog
Konu ne medeniyetler arası çatışma ne de medeniyetler arası dialogtur. Tabi tutulmak istenen medeniyet örneğine sadece batı medeniyeti uymaktadır. Diğer medeniyetler ya özünü aramakla ya da ölmüş olarak gösterilmekte ve canlanmasının tek yolunun ise batılılaşma olarak telkin edilmesidir. Stratejik kavramlarla kültürel coğrafya’yı farklı bir dil ve uslupla liberal-kapitalist sisteme çekmek görülen asıl amaçtır. Bu düşünceyle sınırların yok edilip üretimin paylaşılması , kültür coğrafyalarının aslını bırakıp kültürünü batı kültürüne çevirerek kültürler arası dialoğun sağlanıp emperyalist güçlerin daha büyük faaliyet alanına kavuşması amacı güdülmektedir.  Bu şekilde üstü örtülü bir sömürgecilik anlayışı hissettirilmeden uygulanacaktır. Ortadoğu ve Kuzey Afrikayı mercek altına alırsak aslında tüm kargaşalıkları aynı dine bağlı coğrafyaların kendi içinde mezhep çatışmalarının ortaya çıkarılması bu tanzim politakasının bir parçası olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
Kültürler arası dialog  çerçevesinde üre
en Arap baharı post modern sömürgeciliğin yeni biçimini din ve kültür yoluyla değiştirmeye imkan sağlamak için öne sürülmüştür. Dialog ve ittifak adı altında dünyaya sarılan ve toplantılarda gündeme getirilen konular bir kuşatma politikasını ortaya koymaktadır. Batılı devletlerin terör örgütlerine bakış açıları kuşatma politikasının varlığını destekliyor. Bir taraftan ortadoğudaki terör örgütü olarak anılan oluşumlar hedefe alınırken diğer yandan ülkemizde ki pkk terör örgütü açık olarak desteklenmektedir. Ahmet Zengin Paşa bu konuyu şöyle açıklar ; “BM üyesi ülkeler PKK terör örgütünü desteklerken (Norveçteki PKK kamplarını örnek vererek) biz nasıl olurda BM ile müzakere yapıp üyeliğimizi devam ettirebiliriz.”  Ahmet Zengin TSK ‘da görev almış üst düzey ve tecrübeli bir paşa olarak bu sözleri açık açık söylüyorsa ve bu hiç bir kurum tarafından yalanlanmadıysa işte o zaman uyanmanın zamanının geldiği net olarak görülmektedir.  Bazı Ortadoğu ülkelerinde bu uyanma hareketleri peydah olduysa da ya batının politikalarıyla söndürülmüş yada halen söndürülmeye çalışılmaktadır. Yine batının hıristiyan köktenci politikası görmezden gelinirken , Müslüman köktencilik etiketi altında bu coğrafyaya barış getirmek söylemiyle kuşatma politikaları etüt edilip daha sonrasında bizzat uygulanmaktadır.


Kaynak : Tolgahan SARP

Perşembe, Mayıs 31, 2012

Beyin diyeti ile beyniniz dinlensin

Modern yaşam içinde,beynimizin maruz kaldığı mesaj bombardımanını düşünün. Tv, internet, telefon, gazeteler ve daha birçok dış etken.Hepsi beynimizin içine girmek için nasıl da uğraşır. Politikacılar, patronlar, pazarlamacılar, medyatikler, sürekli kafamızın içine bir şeyler sokmaya çalışır.

Düşünün ki, ilk çağlarda yaşayan birinin hayatı boyunca öğrendiği şeyi, biz modern çağ insanları bir aylık sürede öğreniyoruz. Bu nasıl bir stres ve algı kirliliğidir takdir edin. İşte beynimiz bazen tüm bunlardan öylesine bunalır ki, arada bir onu dinlendirmek gerekir.

Bazı günleri "hiçbir şey algılamama günü" ilan edin. Hiçbir şey dinlemeyin, hiçbir şey okumayın, hiçbir şey tartışmayın, hiçbir şeyi yoğun olarak düşünmeyin. Kelimenin tam anlamıyla inzivaya çekilin. Bırakın beyniniz biraz kendi haline kalsın, algı sistemi temizlensin,dinlensin.

İnanın beyin detoksunu denediğinizde ,sinir sisteminizin tüm hücrelerine kadar rahatladığınızı hissedeceksiniz.

Çarşamba, Mayıs 30, 2012

ÇAY DİŞLER İÇİN DE FAYDALI

Çaya bir destek daha; içmiyorsanız bile gargara yapın.

Floridalı mikrobiyolog Dr. Christina Wo’nun yaptığı bir araştırmaya göre çay ağız hijyenini bozan zararlı bakterilerle savaşarak dişeti hastalıkları ve çürüğün oluşumunu azaltıyor.

Daha önce yeşil çayın sağlığımız üzerine etkileriyle ilgili pek çok araştırma yapılmış fakat ülkemizde de bolca tüketilen siyah çay ile ilgili dikkat çekici araştırmalara pek rastlanamamıştı.. 

Bu araştırma; siyah çayın içindeki bileşenlerin diş üzerindeki gıda artıklarında asit üretimini ve bakterilerin çoğalmasını yavaşlattıklarını gösterdi. Aynı zamanda gıda artıklarının dişin üzerine yapışmasına sebep olan bakteriyel enzim glukosiltransferaz’ın etkisini yavaşlatıp, ağız hijyeninin korunması kolaylaştırıyor. Çayın içinde bulunan flor da doğal bir diş koruyucusu olarak etki gösteriyor. İsveçli araştırmacılar ise bu sonuçlara dayanarak gargara olarak bile çay kullanılabileceğini kanıtladılar.

Kaynak: Habersaglik.com

Pazartesi, Mayıs 28, 2012

Kabızlığa karşı posalı gıdalar

Yaş ilerledikçe kabızlık görülmesi de artar. Çünkü yaşlandıkça tüm kaslarda olduğu gibi bağırsak kasları da zayıflar. Kasların zayıflaması bağırsak hareketlerinde yavaşlamaya ve yetersizliğe neden olur. Böylece kalın bağırsaktaki sindirilemeyen yiyecek artıklarının alt kısma itilmesi uzun zaman alır, dışkı kurur ve kabızlık oluşur. NEDENLER Kabızlığın en sık görülen nedeni çok az su ve lif (posa) içeren beslenmedir. Fazla alkol ve kafeinli içecekler kabızlığa neden olurlar. Bağırsak hareketlerinde azalmaya yol açan diğer faktörler hareket azlığı ve uzun süre yatakta kalmadır. Tiroid hastalıkları ve depresyon gibi ağır hastalıklar da kabızlığa neden olabilir. Kalın bağırsağın daralması, tıkanması, tümörleri ve divertikülit hastalığıyla da kabızlık görülür. Alzheimer, parkinson, omurilik zedelenmesi, felç gibi sinir sistemi hastalıklarında kabızlık oluşur. Alınan ilaçların birçoğu da kabızlığa yol açabilir. Örneğin an-histaminik'ler, depresyon ilaçları, adale gevşetici ilaçlar, sakinleştiriciler, bazı tansiyon ilaçları, aliminyumlu mide ilaçları, demir hapları, ek kalsiyum almak ve daha birçok ilaç kabızlığa yol açar. Arada bir olan kabızlık zararsızdır ve yaygındır. Ancak bazen temelde yatan esas hastalığa bağlı olabilir. Eğer kısa zamandır şiddetli kabızlıktan şikayet ediyorsanız ya da kabızlık iki haftadan uzun süre devam ediyorsa hekime başvurmalısınız. Özellikle kabızlığın ilk olarak 50 yaşından sonra başladığı ya da dışkıda kan olduğu durumlarda doktorun olayı aydınlığa kavuşturması zorunludur. Yaşlılarda bağırsak kasılmalarının yetersizliği sonucu ortaya çıkar. Fonksiyonel kabızlık bile ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Dışkılamak için çok ıkınma kalp ve beyin dolaşım bozukluğuna yol açıp bayılma, kalpte ritim bozukluğu, hatta geçici felçlere neden olabilir. Aşırı ıkınma hemoroid (basur) memelerinin oluşmasına neden olur. Öte yandan hemoroid ya da anüs mukozasında olan fissur (çatlak) dışkılama sırasında ağrı yaptığından dışkılamadan kaçınmaya ve böylece kabızlığa yol açar. İleri yaşlarda fonksiyonel bağırsak tembelliğinin yanısıra, kabızlık yapıcı ilaçlar alan hastalarda dışkılama hissi tamamen kaybolur. Böylece kalın bağırsağın son kısmında biriken ve sertleşen dışkı, bağırsak çeperine baskı yapıp ülserlere, kanamalara ve prostata baskı yaparak idrar zorluğuna neden olur. ÖNLEMLER Birkaç basit önlemle kabızlıktan kaçınabilir ya da kabızlığı hafifletebilirsiniz. * Dışkılama hissi gelince gecikmeden tuvalete gitmelidir. Ertelemeler bir süre sonra bağırsağın bu haber verme fonksiyonunu yitirmesine ve artık size haber vermemesine neden olur. Dışkı bağırsakta ne kadar uzun süre kalırsa o kadar sertleşir ve kurur. * En iyisi günün aynı zamanında, sabahları işe gitmeden önce tuvalete gitmelidir. Vücut fonksiyonları için düzen önemlidir. Nasıl her gün aynı saatte uykuya alışmış birinin o saatte uykusu gelirse, dışkılama düzenini de oluşturmak önemlidir. Tuvalete çıkmak hissi yoksa bile belirli saatte tuvalete gidip 10 ila 15 dakika oturmak bir gazete/mecmua okumak dışkılama düzenini sağlamak bakımından yararladır. * Kabızlığa karşı alınan ilaçlar sadece kısa süre alınmalıdır. Sürekli alınırsa bağırsak artık ilaçsız çalışmayacak duruma gelir. Ayrıca bir süre sonra bağırsakların alıştığı bu ilaçlar etkisiz olur. Ayrıca ilaçların yan etkileri ve zararları da vardır. * Dışkının kurumasını önlemek için günde en az 8 bardak su içmelidir. Alkol ve kafeinli içeceklerden kaçınmalıdır. * Lifli yiyeceklerin (sebze, meyve, kuru baklagiller, tam tahıl ürünleri, kepek, patates kabuğu vb.) tüketimini arttırmalıdır. Bu maddeler sindirilmediği için dışkıyı hacimli ve yumuşak tutar. Beyaz ekmek ve peynir gibi işlenmiş yiyecekleri azaltınız. * Düzenli egzersizlerin (yürümek, karın kaslarını güçlendirici hareketler) vücut fonksiyonlarını iyileştirici ve karın kaslarını güçlendirici etkileri kabızlığın önlenmesinde de yararını gösterir. KABIZLIK İLAÇLARI Kabızlık tedavisi için ve ameliyattan önce bağırsakların boşaltılması için kullanılan ilaçlara laksatifler denir. Laksatifler etkilerine göre sınıflandırılır. 1- Lifli maddeler: Bu maddeler dışkının su tutmasını sağlar. Böylece dışkı yumuşar ve hacimi büyür. Tablet ya da granül biçiminde ağızdan alınır (Metamüsil, Citrusel, Psyllium, vb.) tam etkisini birkaç gün içinde gösterir. Genelde kronik (müzmin) kabızlık tedavisinde kullanılır. Doğal besinlerimizdeki lifler gibi etki yaptıklarından uzun süre kullanım için en emin tedavidir. Bol su ile birlikte yatmadan önce alınmalıdır. Bol su ile alınmazsa dışkı kitlesi bağırsak tıkanması yapabilir. Yan etkileri bağırsak gaz yapımını artırmasıdır. 2- Osmotik laksatifler: En sık kullanılanı sentetik şeker olan ve vücutta yıkıma uğramayan laktüloz'dur. (Duphalac, Levolac vb.) Bu maddeler dışkının su kaybını önler. Dışkı miktarını artırmaz ancak yumuşak tutar. 3- Kayganlaştırıcı maddeler: Dışkıyı yumuşatır ve kayganlaştırır. Sıvıparafin (sokol) bu amaçla kullanılır. Ancak uzun süre kullanmamalıdır. Çünkü bağırsağı tahriş eder ve bazı vitaminlerin emilimini önler. 4- Tuz bazlı laksatifler: Örneğin, sodyumhidrojenfosfat (Fleet Enema, B.T. Enema) çabucak bağırsak boşalmasını sağlamak amacıyla kullanılır. Üç ile dört ile saat arasında etkisini gösterir. Bu tür laksatifler osmotik etkileriyle vücuttan bağırsağa su çekerler. Kolonoskopid'e, bağırsak ameliyatından ya da röntgen filminden önce yalnız bir kez kullanılmalıdır. Uzun süre kullanıldıklarında dehidratasyon'a (vücudun susuz kalması) ve kan elektrolitlerinde bozukluklara neden olur. Tansiyonu olan, kalp ve böbrek hastalarında kullanılmamalıdır. 5- Uyarıcı laksatifler: Bu laksatifler (bekunis, pursennid vb.) bağırsak kaslarını uyararak bağırsak hareketlerinin artmasına neden olurlar. Hızla bağırsak boşalması sağlarlar. Genellikle öteki ilaçların etkisiz olduğu zaman kullanılır. Sürekli alınmamalıdır. Çünkü doğal bağırsak hareketlerinin kaybolmasına ve neden olur. 


Kaynak: msxlabs.org

Perşembe, Mayıs 24, 2012

Genç Osman


























Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak
Askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman of of

Bağdadın içine girilmez yastan
Her ana doğurmaz böyle bir aslan
Kelle koltuğunda geliyor Kars'tan
Allah Allah deyip geçer Genç Osman of of

Bağdadın kapısın Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı
Kelle koltuğunda üç gün savaştı
Allah Allah deyip geçer Genç Osman of of

Askerin ucu göründü Van'dan
Kılıcın kabzası görünmez kandan
Bağdadın içinde tozdan dumandan
Toz duman içinde kaldı Genç Osman of of


Osman Şevki Uludağ
Aydın


Çarşamba, Mayıs 23, 2012

Bir çift turna gördüm durur dallarda

Bir çift turna gördüm durur dallarda
Seversen mevlayı kalma yollarda
Sizi bekleyen var bizim ellerde
Doğru bizim ele gidin turnalar

Turnam dertli öttün yaremi deştin
El vurdun yarama başını açtın
Eşinden m'ayrıldın yolun mu şaştın
Doğru bizim ele gidin turnalar

Fazla gitmen bizim ele varınca
Selam söylen eşe dosta turnalar
Sağ selamet menziline varınca
Benden yare selam edin turnalar


İbrahim Bakır
Yozgat

Asker yolu beklerim



Asker yolu beklerim
Günü güne eklerim
Sen git yarim talime de
Ben burayı beklerim

Mendilimde tel oya
Gülmedim doya doya
Asker yolu beklerim de
Gününü saya saya

Sucu sucu suyunan
Soğan acısıyınan
Küsüdüm de barıştım
Yarin bacısıyınan

Mendilimde tel oya
Gülmedim doya doya
Asker yolu beklerim de
Gününü saya saya

Pilav bişirdim yavan
Üstüne kestim soğan
Yatağına uzanmış da
Uyan askerim uyan

Mendilimde tel oya
Gülmedim doya doya
Asker yolu beklerim de
Gününü saya saya


Nedim Akdağ
Yozgat

Salı, Mayıs 22, 2012

Mihriban

























Sözleri Abdurrahim Karakoç'a, bestesi Musa Eroğlu 'na ait Mihriban adlı türkü


Sarı saçlarını deli gönlüme
Bağlamışım çözülmüyor mihriban mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmıyor mihriban
Sevdiğim mihriban
Yar değince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor mihriban
Sevdiğim mihriban
Tabiblerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor mihriban
Sevdiğim mihriban

Cumartesi, Mayıs 19, 2012

Dudaklara Doğal Botoks Maskesi

Dudaklarda kuruma yaz demeden kış demeden mevsim dinlemez bazen hasta olunca ateşten olur az su içme dudak kurumasına nedenlerinden biridir

 
Beslenmenize dikkat etmeniz sayesinde bol su içerek dudak kurumasına katkıda bulunabilirsiniz. Şimdi gelelim doğal botoksa bazı doğal yağların etkisi ile alerjik reaksiyon sonucunda şişme meydana gelir 
Dudaklarınızda doğal botoks etkisi yapması için nane yağı sürün. Nane yağı azda olsa alerjik reaksiyona neden olacağından botoks etkisi yaparak dudaklarınızın şişmesine neden olur.
Ayrıca kayısı yağıda bu reaksiyonu gösterir .
Uygulama İçin bir damlacık yağı parmakta yayıp dudağa uygulayın her şeyin fazlası zararlıdır onun İçin kulak arkasında deneyip uygulamak önemli reaksiyon şiddetli ise uygulamayın.
Dudak güzelliği için öncelikle dudakları sürekli yalamayan kaçının aşırı nem dudaklara zarar verir ve kurumaya neden olur

Cuma, Mayıs 04, 2012

Bedeniniz Pürüzsüz Olsun İstiyorsanız


Dinlendirici bir banyo

       Malzemeler: Taze nane + tuz
       Hazırlanışı: Yarım litre suyu kaynatın ve içine on adet taze nane yaprağını atıp on dakika dinlendirin. Ardından bu suyu süzerek ılık suyla dolu küvetin içine bir fincan tuzla beraber dökün.
       Ne işe yarıyor: Nane rahatlatıcı, dinlendirici ve sakinleştirici etkisi kuvvetli olan bir bitki. Tuz ise peeling yapma özelliğiyle cildinizi ölü deri ve hücrelerden arındırır.
       Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez ya da ihtiyaç hissettiğiniz an.
     
       Kuru ciltlere süt banyosu

       Malzemeler: Süt + tuz + bal
       Hazırlanışı: Boş bir plastik su şişesinin içinde bir litre süt, bir fincan tuz ve yarım fincan balı çalkalayarak karıştırın. Ve bu köpükle vücudunuzu ovun, sonra durulayın.
       Ne işe yarıyor: Süt banyosu derinlemesine temizler ama epidermisin hassasiyetine zarar vermediği için cildi kurutmaz. Tuz ölü derinin atılmasına yardımcı olur.
       Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez.
     
        SELULİT 

       Seluliti oluşturan nedenlerin başında östrojen, doğum kontrol hapı, gebelik, sigara, hormonal bozukluklar, beslenmede doymuş yağ miktarının fazlalığı ve lenf sisteminin yetersizliği bulunuyor. Selulitten kurtulmak için birçok yönteme rastlamak mümkün. Bizim tercihimiz ise daha doğal ve daha kolay olan yöntemler.
     
       Soyun şu portakal kabuğunu

       Malzeme: Rezene + anason + biberiye
       Hazırlanışı: Cildinizde oluşan portakal kabuğu görünümü artık canınıza tak etti. Öyleyse çok kolay hazırlanan bir karışımla sonunda selulitlere ‘elveda’ diyebilirsiniz. Bunun için sabahları, 1 litre suya 1 tatlı kaşığı rezene, bir tatlı kaşığı anason ve 1 tatlı kaşığı biberiye atın. Bu karışımı kısık ateşte 5 dakika kadar kaynattıktan sonra 10 dakika demlenmeye bırakın. Soğuyan karışımı gün boyunca bol limonla tüketin. Selülitlerinizin yok olduğunu ya da en azından gözle görünmeyecek kadar azaldığına şahit olacaksınız.
     
PAMUK GİBİ ELLER İÇİN....
       Kuru ellere losyon 

       Malzemeler: Limon suyu + zeytinyağı
       Hazırlanışı: Üç damla zeytinyağıyla bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı hemen ellerinize sürün. Yarım saat bekledikten sonra bir parça pamukla ellerinizi silin, ardından da yıkayın.
       Ne işe yarıyor: Limon suyundaki C vitamini ellerdeki lekeler üzerinde etkili, ayrıca ölü hücreler üzerinde peeling işlevi yapar. Maskenin içindeki zeytinyağı da kuruluğu giderir ve cildi yumuşatır.
       Ne zaman kullanmalı: Ellerinizin kuruduğunu hissettiğiniz her an kullanabilirsiniz. Örneğin, suyla uzun süre temas ettikten sonra.....
     
         TIRNAKLAR DA BAKIM İSTER 

       Tırnaklar güneşlenme süresince kalınlaşır, şekil anlamında bozulur, kolayca kırılabilir veya pul pul dökülür. Bu esnada deri de değişir. Lavanta işte bu noktada imdadımıza yetişiyor. Tırnaklarınızın üzerine süreceğiniz lavanta yağı etkin bir koruma sağlayarak, sözünü ettiğimiz olumsuzlukları yaşamanıza engel olur.
     
       EL MASKESİ

       Maskeyi uygulamadan önce bir süre ellerinizi ılık suda yumuşatın. Ardından tırnaklarınızı 5 dakika boyunca ılık zeytinyağı ve 1 çay kaşığı balın içinde bekletin. Sonra da zeytin yağla ellerinize ve parmaklarınıza masaj yapın.
     
        İPEK GİBİ SAÇLAR.....

       Cansız saçlara krem 

       Malzemeler: Yumurta sarısı + rom + adaçayı yağı
       Hazırlanışı: Derin bir kapta yumurta sarısını, bir kaşık roamu ve 4 damla adaçayı yağını iyice karıştırın. Bu karışımı, şampuanla yıkanan ve durulanan temiz saçlara uygulayın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra da ılık suyla durulayın.

       Ne işe yarıyor: Yumurta sarısının saçlar üzerinde yarattığı yumuşatıcı etki onların çok daha kolay taranır hale gelmesini sağlıyor.Romun içerdiği alkol dezenfektan özelliğiyle saç derisini rahatlatıyor. Adaçayı yağının ise arındırıcı etkisi var. Kısaca, hazırladığınız bu kremle saçlarınız daha yumuşak ve ipeksi oluyor ve tararken de zarar görmüyor.
       Ne zaman kullanmalı: Bu karışımın haftada bir kez veya iki kez kullanılması uygun.
     
       Saç maskesi

       Malzemeler: 2 yemek kaşığı bal + bir limon
       Hazırlanışı: 2 yemek kaşığı balı bir limondan elde ettiğiniz suyla karıştırarak saç maskenizi hazırlayabilirsiniz Maskeyi kuru saçınıza sürüp 10 dakika beklettikten sonra saçınızı iyice durulayın. Maskenin ardından saçlarınız dolgun ve parlak bir görünüm kazanacak.
       Ne zaman kullanmalı: Bu karışımın haftada bir kez veya iki kez kullanılması uygun.
     
        BEBEK GİBİ BİR YÜZ İÇİN.....

       Yüz için nemlendirici maske

       Malzemeler: Yumurta sarısı + süt
       Hazırlanışı: Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra, sırasıyla, ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın.
       Ne işe yarıyor: Kuru ve nemsiz bir cildiniz varsa bu maske sizin için birebir. İçinde bulunan yumurta sarısı cildinizi beslerken, süt nemlendirecek, yumuşaklık verecek ve sıkılaştıracak.
       Ne zaman kullanmalı: Bu maskeyi haftada bir kez uygulamak yeterli.
     
       Siyah noktaların sonu geliyor

       Malzemeler: limon suyu + yoğurt
       Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın.
       Ne işe yarıyor: Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Yoğurt ise cildi besler, nemlendirir ve yağ miktarını dengeler.
       Ne zaman kullanmalı: Bu maske haftada bir kez uygulanabilir.
     
       Sivilceler için karnı bahar

       Malzemeler: Karnı bahar + Zeytinyağı
       Hazırlanışı: Sekiz adet karnı bahar yaprağını iki kaşık zeytinyağı ile beraber mikserden geçirin. Karışımı, problemli bölgeler üzerinde daha yoğun olacak şekilde yüzünüze yayın, on dakika bekleyin ve yüzünü ılık suyla temizleyin.
       Ne işe yarıyor: Karnı bahar yapraklarının temizleyici fonksiyonu vardır.
       Ne zaman kullanılmalı: Haftada bir yada iki kez.
     
       Kırışıklara karşı maske 

       Malzemeler: Kaymak + Elma
       Hazırlanışı: Bu maskeyi hazırlamak için soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin.
       Ne işe yarıyor: Kaymak cildi yumuşatır, nemlendirir ve cilde elastikiyet kazandırır. Kırışıklara karşı da etkilidir. Elma ise cildin diri kalması için önemli etken.
       Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez.
     
       Yağlı ciltler için

       Malzemeler: Bal + süt + limon suyu
       Hazırlanışı: Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin.
       Ne işe yarıyor: Bal cildi yumuşatır ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin daha iyi emilmesini sağlar. Bu maddeler de cildin yağ salgısını dengeler, fazla yağ salgısı sonucu oluşabilecek sivilceleri önler.
       Ne zaman kullanılmalı: İhtiyaca göre on-on beş günde bir tekrarlayabilirsiniz.
       
alıntı

Saça Bitkisel Bakım


Saç Bakımı
Yüz derisinde olduğu gibi kafa derisinde ve saçlarda, bünye özelliklerine göre değişiklikler söz konusudur. Hemen hemen her iki kişiden birinin kafa derisindeki yağ bezleri normalden fazla yağ üretir. Sonuç, yağlı saçlar! Yüzünün derisi yağlı olanların genellikle kafa derisi de yağlıdır. Herkesin kafa derisinde kepeklenme olur; derinin kendini yenilemesinin bir sonucudur bu durum. Altında yeni deri oluştuğunda, eski deri canlılığını yitirir ve kepek halini alır. Bu kepeklenme ise, iki durumda problem haline gelir: Derinin fazla yağ üretimi nedeniyle kepekler bir kabuk gibi kafa derisine yapışır. Bu durumda saçların dip tarafı yağlı, öteki kısımları ise kurudur. Yağ bezlerinin az yağ üretmesi durumunda ise, kafa derisi kuru olduğu için kepekler etrafa uçuşur. Bu durumda, saçlar da genellikle cansız ve kırılgan olur.
-Yağ şampuanı, kuru saçlar için
2 yemek kaşığı dolusu, susam yağı, bademyağı veya ayçiçeği yağı ve 3-4 yemek kaşığı dolusu nohut unu hazırlanır. Saçlar yıkanmadan önce, seçilen yağ ile masaj yapılır. Sonra, artan yağ ile nohut unu, belki biraz da sıcak su eklenerek, akışkan bir lapa haline getirilir. Bu lapa ile saçlar şampuanlanır ve iyice durulanır.
-Lavanta şampuanı, tüm saç tipleri için
100 ml hazır bitkisel şampuana 4 damla lavanta ve 4 damla ökaliptus yağı eklenir ve çok iyi karıştırılır.
-Limon şampuanı, yağlı saçlar için
5 yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış ısırganotu yaprağı yarım litre soğuk suya eklenir, kaynama derecesine kadar ısıtılır, 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Bu arada, 1 limonun suyu sıkılır. Ayrıca 2 yumurta sarısı çalkalanır. Limon suyu, yumurta sarısı, 5 damla limon yağı ve 1 tatlı kaşığı dolusu hazır bitkisel şampuan, ısırganotu çayına eklenerek karıştırılır. Saçlar bu şampuanla yıkanır ve iyice durulanır.
Yağ friksiyonları
Yağ friksiyonları her saç tipi için yararlıdır, ama özellikle hırpalanmış ve kuru saçlar, uçlarına kadar bu bakımdan yararlanırlar. Şifalı bitki çayları ile birlikte de kullanılabilen değerli bitki yağları, saçlara canlılık, esneklik ve parlaklık kazandırır, zararlı çevresel etkilerden korur, perma, çok sıcak fön çekme ve sürekli boyanın olumsuz etkilerine karşı dayanıklılık kazandırır.
-Yağ friksiyonu, kuru ve hırpalanmış saçlar için
25 ml bademyağı(veya kabak çekirdeği yağı) ve 25 ml zeytinyağı karıştırılır ve saçlara friksiyon yapılır. Daha sonra saçlar bir havlu ile örtülerek, birkaç saat veya gece boyunca etkilemeye bırakılır.
-Etkili yağ kürü, çok hırpalanmış saçlar için
40 ml hintyağı ve 20 ml soya yağı bir cam şişede veya kavanozda iyice karıştırılır. 2’şer tatlı kaşığı dolusu ısırganotu, biberiye ve kekik eklenir. Çok iyi çalkalanarak 2 gün bekletildikten sonra süzülür. Bu yağ saçlara emdirilir ve 40 dakika etkilemeye bırakılır.
-Yağ friksiyonu, yapısal zarar görmüş saçlar için(örneğin, boya veya perma sırasında)
40 ml tatlı badem yağı ve 20 ml hintyağı karıştırılarak saçlara ve özellikle de saç uçlarına iyice yedirilir. Bir saat süreyle etkilemeye bırakılır.
-Yağ friksiyonu, kepeğe karşı
10 damla ökaliptus yağı, 15 damla biberiye yağı ve 50 ml jojoba yağı, sıcak su banyosunda ısıtılarak iyice karıştırılır ve kafa derisine ve saçlara yedirilir.
-Yağ friksiyonu, yağlı saçlar için
12 damla bergamot yağı(turunç kabuğu yağı), 13 damla lavanta yağı ve 50 ml jojoba yağı, sıcak su banyosunda ısıtılarak iyice karıştırılır ve saçlara yedirilir.
Durulama suları – Hızlı ve etkili
Yıkamadan sonraki durulama suları, özellikle yağlı ve kepekli saçlarda mucizeler yaratabilir. Kuru veya kaşıntılı kafa derisi de, bitkisel katkılı durulamalarla veya elma sirkesi ile rahatlatılabilir. Durulamalar, yıkanmadan sonra uygulanır ve saçlar artık başka bir biçimde yıkanmaz.
-Sirke durulaması, parlaklık ve esneklik kazandırmak için
1 yemek kaşığı elma sirkesi ve 5 damla hintyağı, 1-2 litre sıcak suya karıştırılır. Saçlar bu suyla durulanır ve kafa derisine masaj yapılır.
-Limon durulaması, yağlı saçlar için
1 limonun ince rendelenmiş kabuğu ve 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış ıhlamur, yarım litre suya eklenir ve kaynama derecesine kadar ısıtıldıktan sonra 10 dakika demlenmeye bırakılır ve süzülür. 8 limonun suyu ile birlikte, hepsi bir şişeye veya kavanoza aktarılır ve çalkalanarak 2 gün bekletilir. Saçlar yıkandıktan sonra, 1 litre ılık durulama suyuna, şişedeki sıvının 1/8 bölümü eklenir.
-Isırganotu durulaması, kafa derisi kaşıntısına karşı
¼ litre elma sirkesi kaynama derecesine kadar ısıtılır(ama kaynatılmaz) ve içine 1 avuç dolusu ısırganotu yaprağı eklenir. 15 dakika demlendikten sonra süzülür, saçlar durulanır ve kafa derisine masaj yapılır.
-Bitki durulaması, kepeğe karşı
2 bardak dolusu kaynar derecedeki suya 1 tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış hindiba çiçeği(sarı saçlara), veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış ısırganotu yaprağı(kumraldan esmere kadar) eklenir ve soğuyana kadar demlenmeye bırakılır. Sonra süzülür, saçlar durulanırken, kafa derisine de hafif masaj yapılır.
-Saç dökülmesine karşı etkili bir reçete
3-4 hafta boyunca her gün, 1 avuç dolusu ince kıyılmış ısırganotu kökü 8-10 saat boyunca 1-2 litre suda bekletilir, sonra 3-4 avuç ısırganotu yaprağı eklenir, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve 10 dakika boyunca, üstü kapalı olarak demlenmeye bırakılır ve süzülür. Bu suyla kafa derisi ve saçlar 5 dakika boyunca yıkanır ve kafa derisine masaj yapılır. Ama her yıkamadan önce, kafa derisine, İsveç Şurubu ve ısırganotu tentürü ile dönüşümlü olarak friksiyonlar yapılır. Daha ilk haftada saç dökülmesi durur ve tedavi süresinin sonuna doğru yeni saçlar çıkmaya başlar. Daha sonra bu tedavi 3-4 günde bir uygulanırsa, saç dökülmesi uzun vadede önlenmiş olur ve saçlar, esneklik ve parlaklık kazanarak, sağlıklı bir görünüme de sahip olurlar. Bu tedavi, kepeklenmeye karşı da çok etkilidir.
Rahatlatıcı Banyolar
Stres ve gerginlik, bedensel ve ruhsal boyutta rahatsızlıklara yol açtığı gibi, kişinin dış görünümünü de olumsuz etkiler. Banyoların rahatlatıcı etkisini hepimiz çok iyi biliriz. Problemler ve stres, sıcak su tarafından, bedenden sökülüp atılırlar. Kaslar gevşer, sinir sistemi ve kan dolaşımı olumlu etkilenir. Yatmadan önce alınan bir tam banyo, en etkili uyku ilacıdır. Bir soğuk algınlığı başlangıcında alınan, eterli yağlar veya bitki katkısı içeren bir banyo çok yararlı olabilir. Ama, gerekli katkılarla hazırlanan bir tam banyonun, deri için en etkili güzellik ilacı olabileceği de unutulmamalıdır.
Bitkisel yağlar veya süt ürünleri eklenen banyolar, derinin koruyucu örtüsünü güçlendirdikleri için, deri kuruluğunu karşı da uzun süre etkili olabilirler. Bu nedenle, banyodan sonra derinin kremlenmesine gerek kalmaz. Şifalı bitki katkılarıyla hazırlanan banyolar, yağlı ve sivilceli deri için çok basit ama etkili bir tedavi anlamı da taşırlar. Banyo sonrasında deriye bir nemlendirici sürülmesi uygun olur. Değerli maddeler içeren banyo katkılarının etkinliklerine zarar vermemek için, banyo suyunun çok sıcak olmaması gerekir(37 derece).
*Bir tam banyoyu, haftada 1-2 kereden fazla almayın.
*Önceden ağır yemekler yemeyin ve banyo suyunun 37 dereceden sıcak olmamasına dikkat edin; her iki durum da, kan dolaşımını olumsuz etkileyecektir.
*İdeal banyo süresi 15-20 dakikadır; fazlası deriyi ve kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir.
*Banyo sonrasında, yatakta kısa bir dinlenme çok rahatlatıcı olabilir.
-Ökaliptus yağı banyosu, sivilceli deri için
Banyo suyunu doldurmaya başlayın ve su bir karış kadar yükseldiğinde, biraz kremanın veya sütün içine karıştırdığınız 5 damla ökaliptus yağını suya ekleyin. Bu katkının eşit oranda dağılabilmesi için, küveti duş süzgecinden akan suyla doldurun.
-Şifalı bitki banyoları
Deriniz yağlıysa 150g mayıs papatyası veya civanperçemi, deriniz sivilceliyse 150g kuru nane veya atkuyruğu kullanın. Bitkiler 1 litre kaynar suyla haşlanır ve soğuyana kadar demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.
-Ebegümeci banyosu, iltihaplı, sivilceli deri için
50g kurutulmuş veya 100g taze ebegümeci çiçeği ve yaprağı ince kıyılmış olarak, kaynar derecedeki 2 litre suyla haşlanır, soğuyana kadar demlenmeye bırakılır, süzülür ve banyo suyuna eklenir. Kan dolaşımını hızlandırmak için banyodan sonra beden, orta sertlikte bir fırça ile fırçalanır.
-Elma sirkesi banyosu, yağlı cilt için
¼ litre elma sirkesi banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra duş alınmaz, sirkeli su derinin üstünde kurumalıdır. Daha sonra, yağlı olmayan bir nemlendirici beden losyonu uygulanır. Banyo suyuna eklenen 8 damla lavanta yağı, antiseptik etkiyi arttırır ve ruhsal açıdan dengeleyici ve yatıştırıcı etki yapar.
-Lavanta yağı banyosu
¼ litre elma sirkesi(yağlı deriye karşı) veya ¼ litre krema(normal, kuru veya karışık deri için), 8 damla lavanta yağı ile iyice karıştırılır, banyo suyuna eklenir ve su da iyice karıştırılır. Krema-lavanta banyosundan sonra ılık duş alınır. Elma sirkesi-lavanta banyosundan sonra duş alınmaz ve kurulanılmaz.
-Yağsız süt banyosu, kuru ve duyarlı deri için
Yağı alınmış 2 litre süt banyo suyuna eklenirken, su iyice karıştırılır. Banyodan sonra ılık bir duş alınır ve hafifçe kurulanılır. Eğer deriye banyodan önce 2 yemek kaşığı dolusu zeytinyağı yedirilirse, süt banyosu kuru deri için çok daha etkili olur. Banyo suyuna eklenen 1 bardak aynısafa çayı da deriyi ayrıca yatıştırır.
-Yağ-süt banyosu, kuru deri için
1 bardak ılık süt ve bir yemek kaşığı zeytinyağı, kapalı bir kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.
-Yağ banyosu, kuru deri için
50 ml bademyağı veya zeytinyağı sıcak banyo suyuna eklenir ve iyice karıştırılır. Banyodan sonra, cildin üstünde kalan su elle sıyrılır ve kalan hafif yağ filmi masajla yedirilir.
-Süt-bal banyosu, kırışıklara karşı
2 bardak ılık sütte 2 yemek kaşığı dolusu bal iyice eritilir, 1 tatlı kaşığı badem yağı eklenir ve kapalı bir kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir ve banyo suyu da karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.
-Bal-süt-tuz banyosu, kuru ve olgun deri için
Banyo küveti doldurulurken 100g deniz tuzu serpiştirilir. Bu arada 1 litre sıcak sütte 250g çiçek balı eritilir ve banyo suyuna eklenir. Banyo suyu iyice karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.
-Oğulotu(melisa)-Aynısafa çiçeği banyosu, deriyi yatıştırıcı
3’er yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru bitki, kaynama derecesinde sıcak 1 litre suda haşlanır, üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra sıcak duş alınır.

alıntı